Türkçe alhassanain Özel İslami Düşünce ve Kültür Yayın Sitesi

PEYGAMBER AŞIĞI



naibliğini yaptı. Son olarak İmamın mukaddes temsilciliğini yapan, Ali b. Muhammed-i Samuri olmuştu.
Ali b. Muhammed-i Samuri'nin ölümüne (329 H.K.) bir kaç gün kala Hazretten bir bilgi geldi. Ali b. Muhammed-i Samuri'ye altı günden sonra öleceğini bildirerek özel naibliğinkapısının kapandığını ve gaybeti kübranın başlayıp Allah'dan zuhur için izin alıncaya kadar devam edeceğini de ilan etmiş oldu.

Bu bilgi gereğince gaybet iki bölüme ayrıldı.
Birincisi: gaybet-i suğradır. İki yüz altmış yılında başlar, üçyüzirmidokuzda biter. Yaklaşık olarak yetmiş yıl sürdü.
İkincisi: gaybet-i Kübra'dır. Üçyüzyirmidokuzda başlar ve Allah, zuhur izni verinceye dek devam eder. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) ittifak edilmiş bir hadiste şöyle buyuruyor: "Eğer dünyanın bir günü bile kalırsa Allah, o günü o kadar uzatır ki, benim torunlarımdan olan Mehdi zuhur etsin. Ve dünyayı zulümle dolduktan sonra adaletle doldursun."


9-GENEL BİR BAKIŞ AÇISINDAN HZ.MEHDİ (A.F)IN ZUHURU

Peygamberlik ve imamlık konularında söylediğimiz gibi genel hidayet, yaratılan türlerin hepsinde geçerlidir. İnsan türünde zaruret hükmüyle, özel bir güçle (vahiy ve nübüvvet) techiz edilmiştir. Ta ki insanı, insanlık üstünlüğüne ve saadetine ulaştırabilsin. Apaçıktır ki eğer böyle bir üstünlük ve saadet, yaşayan insanda mümkün olmazsa ya da vuku bulmamışsa böyle bir techiz, boş ve batıl olur. Bilindiği gibi yaratılışta lağviyet ve batıllık yoktur.


Başka bir deyimle şöyle diyebiliriz; insanoğlu yeryüzünde yerleştiği günden beri tam manasıyla saadetli bir içtimai hayat yaşamak arzusundadır ve böyle bir günün geleceği ümidiyle adım atıyor. Eğer böyle bir arzu ve istek, dış dünyada gerçekleşemezse böyle bir arzuyu kalbinden dahi geçirmezdi. Nasıl ki yemek olmazsa açlık, su olmazsa susuzluk ve tenasul olmazsa cinsel istek olmazdı.


Buna göre zaruret gereğince dünyanın geleceği, adalet, sulh, sefa ve samimiyetle dolu bir güne sahip olacaktır. İnsanlar fazilet ve üstünlüklerle dolup taşacaktır.
Elbette böyle bir olayın gerçekleşmesi de insanın kendi eliyle olacaktır. Böyle bir toplumun lideri, dünyanın kurtarıcısıdır ki rivayetlerde Mehdi diye anılmaktadır.

Dünyada hakim olan Yahudilik, Hıristiyanlık, Vesenilik, Mecusilik ve İslam dinleri ve mezheblerinde beşerin kurtarıcısı diye birisinden söz edilmiştir ve hepsi onun zuhurunu müjdelemişler. Bunu tatbik etmekte olan görüş ayrılıkları asıl konuya zarar vermez. Peygamber-i Ekrem'den rivayet edilen "Mehdi benim neslimdendir" hadisi bunu vurgulamaktadır.

10- ÖZEL BİR BAKIŞ AÇISINDAN HZ. MEHDİ (A.F)IN ZUHURU

Şia ve Ehl-i Sünnet kanalıyla Peygamber-i Ekrem (s.a.a) den ve Ehl-i Beyt İmamlarından Hz. Mehdi (a.s)'ın zuhuruyla ilgili, onun Peygamberimizin soyundan olduğu ve kendi zuhuruyla beşeri toplumu gerçek kemale erdireceğine ve topluma manevi hayat vereceğine dair sayısız hadislerin yanı sıra, onun bizzat on birinci İmam Hasan Askeri (a.s)'ın oğlu olduğuna ve doğumundan sonra uzun süre gizlenip sonra zuhur edeceğine ve dünyayı zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracağı hususunda bir çok hadisler nakledilmiştir.


BİR KAÇ SORU VE CEVAP

Şia muhalifleri şöyle itiraz ediyorlar: Şia'nın itikadına göre, gaib İmamın bin ikiyüz yaşında olması lazımdır. Hiç bir zaman insanoğlu bu uzunlukta bir ömre sahib olamaz.

Cevap: Bu itirazın esası, istib'ada dayanır yani böyle bir şeyin olması uzak sayılır. Gerçekten de böyle uzun ömürlü olmak ve bundan daha fazlasını yaşamak, görülmemiş bir şeydir. Ama Peygamber-i Ekrem (s.a.a)'den ve diğer Ehl-i Beyt İmamlarından gaib İmamla ilgili rivayetlere bakılırsa gaib İmamın yaşantı türünün olağanüstü olarak tanıtıldığı görülür.


Elbette olağanğüstü bir şey, muhaldan (mümkün olmayan) başka bir şeydir. İlmi açıdan hark-ı adetin mümkün olması asla nefyedilemez. Çünkü dünyada etkili olan amilleri, gördüğümüz ve tanıdığımız faktörlerle sınırlamak böylece haberimizin olmadığı veyahut eserlerini görmediğimiz veya anlamadığımız amillerin yok olmasını ispatlamak asla mümkün değildir.

Bu yüzden insan oğlundan bir fertte veyahut bir kaç fertte, bin ve yahut binlerce sene yaşamasını temin edecek faktörlerin meydana gelmesi mümkündür. Buna göre tıp dünyası uzun ömürlü olmanın sırrını bulmaktan şimdiye kadar ümitsizliğe kapılmamıştır.
Semvai kitaplara inanç gereğince Peygamberlerin mucizelerini kabul eden Kelimilerin, Mesihilerin ve Müslümanların, böyle bir itirazda bulunmaları çok şaşırtıcıdır.

Yine Şia muhalifleri şöyle diyorlar: Şia, imamın varlığını dini hükümeti ve hakikatları açıklamak ve halkı hidayet etmek için gerekli ve zaruri biliyor. İmamın gaybete çekilmesi bu amaca ters düşer. Çünkü halkın irtibat kuramadığı ve yararlanamadığı gaib bir imamın hiçbir faydası yoktur.

Allah insan toplumunu ıslah için bir imamı göndermek isterse, onu gerekli bir zamanda gönderebilme gücüne sahibtir. Gerekli zamandan binlerce yıl önce yaratmaya ihtiyaç yoktur.


Cevap: Bu itirazda bulunanlar imametin asıl masanısı anlamamışlardır. Çünkü imamet bölümünde de geçtiği gibi imamın vazifesi yalnız öğretileri açıklamak ve halkın zahiri hidayetii yüklenmek değil belki imam, bu vazifenin yanı sıra amellerin batıni rehberliğini de üstlenmiştir.

Amellerin hakikatını Allah'a doğru iten ve halkın manevi hayatını düzenleyen odur. İmamın cisminin gaib veya hazır olmasının bu hususta herhangi bir etkisi olmadığı apaçıktır. İmam, cisminin gaib olmasına rağmen batın yoluyla halkın ruhlarıyla ilişkidedir. Zuhur edip cihanı ıslah etmesinin vakti ermemişse de, varlığı her zaman için gereklidir.



ŞİA'NIN MANEVİ MESAJI

Şia'nın insanlara manevi mesajı bir cümleden fazla değildir.

Görüş ve önerileriniz

Kullanıcı Yorumları

Yorum yok
*
*

Türkçe alhassanain Özel İslami Düşünce ve Kültür Yayın Sitesi